Bir Kısa Diyalog

Standart

İki balık aralarında konuşmaktadır:

– Tanri yok
– Hayir tanri var…
– Hani nerde? Yok işte…
– Peki tanri yoksa bu akvaryumun suyunu her gun kim degiştiriyor?

Balıkların aralarındaki diyalog, teistler ile non-teistler(dinsizler) arasındaki diyaloglara benziyor.

Teistler her zaman doğal süreçlerin ‘tanrının işlettiğini’ düşünüyorlar ve eğer bir tanrı yoksa, doğal süreçlerin nasıl meydana geldiğini ‘açıklayamayacağımızı’ ve bu yüzden de yanılıyorlar. Bu bilgisiz ve dar açıdan baktıklarından dolayı da ateizmi saçma buluyorlar.

Bizler yağmurun yağmasını tanrılara bağlardık binlerce sene önce, ama artık bunu tanrılara bağlamadan açıklayabiliyoruz.

Canlılığın oluşumunu da tanrılara bağlardık, ama artık tanrılara bağlamadan açıklayabiliyoruz.

Evrenin oluşumunu da tanrılara bağlardık, ama artık tanrılara bağlamadan açıklayabiliyoruz.

Ve buna benzer binlerce tanrıya/tanrılara/tanrıçalara… bağladığımız çoğu şeyi artık bilim sayesinde açıklayabiliyoruz, tanrılara bağlamadan. Açıklayamadığımız şeyler olduğunda teistler yine iş başında; açıklayamıyorsunuz, o halde tanrı var diyorlar. Tanrıları, inandıkları yaratıcı her zaman bilimsel bilgimizin yetersiz olduğu konulardaki boşluklara oturuyor ve kendine yer ediyor. Ama biz o boşlukları bilim ile doldurduğumuzda, bu defa kendisine başka bir boşluk buluyor.

Tanrı yoksa bu nasıl oluştu sorusu…

Peki var olanlar konusunda bir tanrıya varan insanların, tanrıyı da kimin yarattığını izah etmesi gerekmez mi? Herşeyin bir yaratıcısı olmak zorundaysa, tanrının yaratıcısı nedir? O zaman neden susuyorlar? Cevap veremiyorlar?

İnançları dogmatik yapan da budur, sorgulamazlar, korkarlar.

Hikayemizdeki balıklar gibilerdir. Açıklayamadıkları şeyleri, tanrıya bağlarlar.

Not: Yukarıdaki  hikayeyi bir çok internet sitesinde gördüğüm için, kaynak belirmeye gerek duymadım.

-Okan-