Kur’an-ı Kerîm Geniş Analizi – 1

Standart

– Terminolojik İnceleme –

  • Besmele (Bismillahirrahamirrahim) :

Müslümanların bütün ibadetlerine ve her türlü işlerine başlarken söyledikleri, Kur’an’dan alıntıladıkları kelamdır..

Dört büyük mezhebe göre;

Şafiiler: Besmelenin, başında bulunduğu surenin bir ayeti olduğunu söylerler.
Malikiler: Besmelenin, tekarrüben (başlarken) söylendiğini ve ayet olmadığını söylerler.
Hanefiler: Besmelenin, başında bulunduğu surenin başlı başına bir ayeti, fakat bir cüzü (parçası) olmadığını, tekarrüben söylendiğini belirtirler.

Bazı kısım tefsir alimleri, besmelenin tam tercümesinin mümkün olmadığını, bu yüzden olduğu gibi alınmasını rivayet eder.

“Besmele gibi basit bir sözün (ayetlere nazaran), bu denli ayrı yorumlanıp farklı öğretilmesinin Kur’an’ın netlik ve mutlak anlamlı olmasına gölge düşürür. Bu Tanrı’nın kelamı kabul edilen kitabın tek sesli olmasına tersdir. Kaldı ki başlı başına farklı tür fraksiyonlara (mezhepler) sebebiyet verecek bir din zaten yeteri kadar inandırıcı değildir.”

  • Gayb

Sıkça kullanılan bir telaffuzdur. “Göz önünde bulunmayan, gözle görülmüşcesine; kesin ve şüpheden uzak iman” anlamına gelmektedir.

Bakara-3/33, Ali İmran-44/179, Nisa-34, Enam-50/59/73, Araf-188, Tevbe-94, Yunus-20, Hud-37/123, Yusuf-52/81/102, Rad-9, Nahl-77, Kehf-26, Meryem-61/78, Enbiya-49, Müminun-92, Neml-65, Secde-6, Sebe-3/53, Fatır-18/38, Yasin-11, Zümer-46, Hucurat-18, Kaaf-33, Tur-41, Necm-35, Hadid-25, Haşr-22, Cuma-8, Teğabün-18, Mülk-12, Kalem-47, Cin-26, Tekvir-24

Bunca sure ve ayet içerisinde mevcuttur. Birçoğu “gözle görülmeyen ama olduğu kesin” olana iman edilmesini emrediyor/telkin ediyor..

Peki bilmediğimiz ve bilemeyeceğimiz bir olaya/mekana/kişiye nasıl inanıp ve güven duyarsınız? Muhammed’in sıkça bahsettiği bu “gayb” nedir? Neresidir? Gözle görülemeyip, bilinemiyorsa ve mantık olarak orada olduğu varsayılıyorsa nasıl inanmanızı bekleyebiliyor?

Algılayamadığınız ve/veya doğrusal olarak yarar veya zarar göremediğiniz ki bunu dogmatik fikirlerden uzak tutarsak mantık ve akıl çerçevesinde inanç beslemenin tek açıklaması hayal ve umut olabilir.

Bilinmeyene inanmanın açıklaması yoktur. Varyasyonları ile bir takım psikolojik açıklamalar getirilebilir. Lakin hayat düzeninizi ve ahlak yapınızı bilmediğin bir şeyin kurallarına eşleyemezsiniz.

– Sure İncelemeleri –

Bakara / 282 : … Erkeklerinizden hazır bulunan iki kişiyi şahit yapın. Şayet iki tane erkek yoksa, o zaman doğruluna güvendiğiniz şahitlerden, bir erkekle iki kadın ki, birisi unutunca diğeri hatırlasın …

İslam dininin ticarette dahi kadınları koyduğu statüyü görüyoruz. Tek erkek ticari antlaşmalarda doğruluğuna güvenilen iki kadına eşit.

Muhammed’in Tanrısı, yarattığı varlıklar arasında cinsiyetçilik anlayışı ile birini diğerinden üstün tutuyor.

Nahl / 75 : Allah şunu da misal getirdi; bir köle.. Hiçbir şeye kudreti yok! Bir de öyle bir kişi ki: kendisine; tarafımızdan, güzel bir rızık nasip etmişiz de, ondan gizli açık sadaka dağıtıp duruyor! Hiç bunlar aynı olurlarmı? Bütün hamd Allah’a dır, amma çokları bilmezler.

Nahl / 76 : Allah şunu da bir misal getirdi; iki kişi biri dilsiz.. Hiçbir şeye kudreti yok! Efendisinin üzerine bir yüktür, ne tarafa gönderilse, hiçbir hayır getirmez. Hiç böyle birisi adaletle emreden ve doğru yolda giden kimse ile aynı olabilirmi?

Allah, kutsal kitabında köleliği açık bir dil ile destekliyor. Bu da yetmezmiş gibi, ayırdığı kimselere “rızık” verip, onları köle diye ayırdığı kişilerden üstün ve şerefli kabul ediyor. Kaldı ki yüce yaradıcının kendisi adalet ve eşitlik ile hükmetmesi gerekirse.. İkincil olarak engelli kimseleri değersiz ve aciz olarak nitelendiriyor.  Kutsal kitabında dahi kendi yarattığına değer vermiyor ve işe yaramaz bir konuma koyuyor. Halbuki modern toplumlar bu kimseler için hukuksal alanda ayrıcalık dahi tanımlamıştır.

Gel gelelim Allah’ın yüce adaletine. Şimdi bakıldığında bu yüce adaletmi daha eşitlikçi yoksa moder toplum hukuku mu daha eşitlikçi ve düzen sağlayıcı.  Ayrıca Allah bu durumda bile adil davranamazken hala kendisinin herşeyi bilen ve övülmesi gereken bir varlık olarak nitelendirilmesini bekliyor. Köleliği destekleyen ve engelli kimselere değer vermeyen bir Tanrı ne kadar övülmeyi hak eder?

Nisa / 3 : Eğer yetimlerin haklarını gözetmeyeceğinizden korkarsanız, size helal olan kadınlardan; ikişer, üçer, dörder nikah edin. Eğer adalet yapamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir taneyle veya sahip olduğunuzla yetininiz. Doğruluktan ayrılmamanız bakımından bu daha uygundur.

Muhammedin Tanrı’sı ne kadar cömert! Gücün varsa eğer, kadınlardan bol miktarda nikah edebilirsin.. Kadınların islamda ki yerini bu sure açık bir dil ile anlatmaktadır. Medeni kanun hukukuna göre kadın ve erkek eşittir ve tek eşlilik kabüldür. Kadından bir kaç adet nikahlanabiliyor, lakin erkekten nikah edilemiyor. Allah yarattığı kadınına ne kadar değer veriyor! İslam hukuku çok eşliliği normal karşılıyor. Zira kadınların yeri her zaman ikinci planda tutulmuş, erkekler için birer obje gözüyle değerlendirilmiştir.

Maide / 33 : Allah ve Resulune karşı savaşmaya kalkışan ve yeryüzünde fesada çalışanların cezası ancak; öldürülmeleri veya asılmaları yahut elleri ve ayakları çapraz kesilmesiveya bulundukları yerden sürülmelerinden başka birşey olamaz! Bu onların dünyada çekeceği bir zillettir! Ahirette ise kendilerine büyük bir azap vardır.

Maide / 38 : Hırsızlık eden erkek/kadın sabit oldumu, yaptıklarının karşılığı ve Allah’tan bir ibretli ceza olarak ellerini kesin. Allah yüce ve üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.

İslam’ın Allah’ının adaleti kan ve vahşet ile işliyor. Vaktinde Muhammed kendine karşı koyulmasını önlemek amacı ile bu tür sureler yazmış/indirmiş olduğu çok açık. Bulunduğu konumun tehlikeli olduğunun farkına varan Muhammed bu tür caydırıcı vahşi cezalar ile insanların gözlerini korkutmak istemiştir. Başarmıştır da. Kendisine karşı koyan insanları birde ahiret’te azap beklediği konusunda uyarmıştır. Ne yüce ahlak sahibidir o! Kaldı ki İslam hoşgörü dinidir. Hırsızlık yapacak kişilerin sorgu ve sualleri sonrası suçlarının sabit görülüp ellerinin kesilmesi kadar gaddar bir zihniyete sahip bu adamın yüce ahlak sahibi olması, doğrusu beni çok düşündürüyor.